Soğuktu çok soğuktu. Gece daha da soğuk olur bizim oralar.
İnsanın iliğini kemiğini dondurur soğuk. Evde kömür bitmişti o kış soğuk geçmişti ve kış ortasında kömürsüz kalmıştık. İşin kötüsü kömür alacak paramız da yoktu. Babam bir yıldır bizimle yaşıyordu kardeşim daha iki aylıktı. Annem mecburen işe dönmüştü. Tüm gün kardeşime ben bakıyordum. Babamsa tüm günü uyuyarak tüm geceyi içerek geçiriyordu. Bazen kardeşim ağlayınca odasından çıkar sustur şunu çabuk diye bağırırdı. O gece içmeye gitmişti ve evde kardeşimle yalnızdık. Soğuktan üşümesin diye kat kat sarmıştım onu kucağımdaydı ama naparsam yapayım susturamıyordum ağladı, ağladı, ağladı, küçücük bebek çatlayana kadar ağladı. O ağladı ben ağladım sonra sustu kucağımda uzun, sessiz, derin bir uykuya dalmıştı. O vaziyette ne kadar kaldık bilmiyorum ama annem geldi sonra çamaşır suyu kokan elleriyle. Naptın sen diye bağırıyordu avaz avaz naptın sen. O gün annemi son görüşüm oldu. Yıllar geçti ama naptın sen diye bağıran sesi hala kulaklarımda.
Evimde çamaşır suyu yok biliyor musun. Kullanmıyorum. Bana o eski, sefil günleri, kaçamadığım hatıralarımı canlandırıyor. Koku hafızası böyle bir şey işte. Basit bir çamaşır kokusu beni nerelere götürdü. Annemin elleri çamaşır suyu kokardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder