24 Aralık 2015 Perşembe

Masal Bu Ya

Hayır. Hayır. Kurtar beni Selin. Kurtar beni. Bırakme burda. Selin. Seliin. Yalvarırım beni burda bırakma. 

 

Selin birçok gece olduğu gibi kabus görmüştü ve çığlık çığlığa uyanmıştı. Nefes nefes kalmıştı, zorlukla nefes alıyordu. Sakinleşmek için nefes alması gerekiyordu. Nefes al Selin, nefes al, hadi derin derin nefes al. İki saniye tut şimdi yavaş yavaş ver. Dört defada nefes al, iki saniye tut nefesini, sekiz kerede nefesi ver. Nefesin tüm bedenine yayıldığını seni sakinleştirdiğini hisset. Yaga hocasının sesi kulaklarındaydı. Nefes al Selin, nefes al. Ondan öğrendiği nefes tekniklerini uygulayarak sakinleşmeye çalışıyordu. Özellikle derin nefes almaya çok ihtiyacı vardı şu an. Uyguladığı teknik işe yaramış biraz sakinleşmişti. Saate baktı saat geceyarısı üçü gösteriyordu. Öfff bu saatte nasıl uyuyacağım şimdi diye düşündü. Terden sırılsıklam olmuş pijamasını değiştirdi. Elini yüzünü yıkadı yüzüne vuran soğuk su onu biraz daha rahatlattı ama hala rüyanın etkisindeydi. Bir bardak su alıp salonda en sevdiği koltuğa oturdu. Tüm şehir huzurlu bir uykunun kolarındayken o huzursuzdu ve uyanıktı.

 

Son zamanlarda hep aynı rüyayı görüyordu tekrar tekrar. Aslında rüya demek yanlış olur gördüğü düpedüz kabustu. Kardeşi Nil’i görüyordu sürekli. Isısz bir ormanda yürüyorlardı, yollarını kaybetmiş, çıkış yolu arıyorlardı. Hava kararmak üzereydi acilen çıkış yolunu bulmalıydılar. Bu onları daha da telaşlandırıyordu. 

“Acele edelim” diyordu Nil sürekli. 

 

“Bizi yakalayacaklar . Acele et Selin. Daha hızlı koşmalıyız. Bizi yakalayacak. Koş Selin. Daha Hızlı.”

 

Hızla koşarken  Nil’in ayağı kayıyor ve suya düşüyordu. Su birden bulanıklaşıyor, bataklık gibi Nil’i içeri çekmeye başlıyordu. Bir türlü Nil’i kurtaramıyordu. Aslında kurtarmak istemiyordu. Onu orda bırakıp gidiyordu. 

 

Sürekli olarak bu rüyayı görmekten bıkıp usanmıştı.Geçen hafta rüyalar konusunda uzman olduğunu idda eden bir yaşam koçuna gitmişti. Adama göre rüyalar bilinçaltının dışavurumuydu. Kardeşini kurataramadığı için ne hissediyordu? Mutlu muydu, bunu hakettiğini mi düşünüyordu yoksa vicdan azabı mı çekiyordu. Kardeşine karşı hissetiğin duyguyu bulup onu özgür bırakmamız gerekiyor demişti. O duyguyu bulmadan sana yardımcı olamambunu ancak sen bulabilirsin diye eklemişti. Kardeşine karşı yoğun olarak hissetiği duygu neydi, suçluluk mu, kızgınlık mı, nefret mi, öfke mi, özlem mi? Hangisi daha yoğun olarak baskındı ayırt edemiyordu. Çocukluğuna dön demişti adam yaşamımızın şifreleri çocukluğumuzda gizli. Senin duygularının anahtarı çocukluğunda.Selin çocukluğunu hiç düşünmezdi ailesini, kardeşini, geçmişte yaşamayı sevmezdi. Ama bu saate uykusu da kaçmışken koçunun verdiği ödevi yerine getirmek için çocukluğuna dönebilirdi. 

 

Çocukken kendisinin hep masal kahramanı olduğunu düşlerdi. O iyi kalpli prenses olurdu, şatosunda örgü örerken yakışıklı prensin gelip onu kötülerin elinden kurtardığını hayal ederdi. Masallar her zaman bugün, büyüyüp koca bir kadın olduğu halde bile onun kaçış noktasıydı. Masalları bu kadar sevme nedeni kötülerin her zaman kaybedip iyilerin her zaman kazanmasıydı. Nil ona çok kızardı bu konuda masallar sevmesiyle dalga geçerdi.

 

“ Sen korkaksın. Hayatı yaşamaktan korkuyosun. Sürekli hayal alemindesin. Kendi kapatıyosun birilerinin gelip kurtarmasını bekliyorsun. Bırak artık hayal aleminde yaşamayı o salak masallarını unut. Gerçek hayat acımasız. Kimse seni kurtarmaya gelmeyecek. Aç gözünü, başla hayatı yaşamaya. “  Son kavgalarında Nil ona böyle bağırmıştı. Sonra da çekip gitmişti. Ondan sonra da hiç görüşmemişlerdi zaten. 

 

Onu son görüşünden bu yana tam beş yıl geçmişti. Beş yıl boyunca hiç haber almamıştı ondan. Hiç düşünmemişti bile. Kimleydi, neredeydi, ne yapıyordu. Onu terk edip gitmişti bıkmıştı belki de ondan, kendi hayatını yaşamak istiyordu. Benim gibi masal şatosunda çürüyemezdi o, dışarı çıkmalı kendi hayatının kahramanı olmalı, maceradan maceraya koşmalıydı diye düşündü Selin. Yıllarca Nil’in onun terk edişini hiç düşünmemişti. Nil onu yıllar önce terk etmişti, o ise şimdi rüyalarında Nil’i terkediyordu. Günün ilk ışıkları şehre vurmaya başlarken Selin uykunın sıcacık kollarına kendini bırakmadan önce aklından geçen son düşünce galiba rüyalarımda Nil’den onu bırakarak intikam almaya çalışıyorum oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder