“Noldu kızım anlat”
“Ay anne nolsun daha ne olsun. Yitip bitirdi ömrümü, çürüttü gençliğimi”
“Ne oldu kızım, telaşlandırma beni.”
“Tatile gidemiyoz bu yaz, neymiş efendim her yer çok pahalıymış, dolor euro fırlamış, anam bana fırladı bunlar. Bana ne bundan bana ne. Ben tatil istiyom, çok mu şey istiyom sanki. Yat mı alalım dedim kat mı alalım dedim. Elalem kafam kadar pırlantayla gezerken ben teneke gibi yüzükle geziyom. Ay ne çekilecek çilem varmış benim. Oy tansiyonum düştü, bayılacam şimdi.”
“Tamam kızım sakin ol. Soğan gibi kocan var işte başında boşver tatile de gitmeyiverin, seneye gidersiniz. Biz her sene tatil mi bilirdik sanki.”
“Anne ne soğanı ya cücük olmaz ondan cücük. Hem bilmiyon mu Hale’ler her sene Paris’te biz şurdan kalkıp Bodrum’a gidemiyoz, bırak Paris’i.”
“Neyse aman boşver kızım kocandır işte başında adam var en azından, hiç olmasa napacan, yokluğu daha zor.”
“Aman anne varlığı var mı sanki. Neyse kapı çaldı hadi görüşürüz.”
Şermin annesinin kocasını övmeye başlamasıyla birlikte alel acele kapattı telefonu. Her seferinde aynısı oluyordu işte ne zaman annesinden arka çıkmasını beklese annesi her zaman kocasının tarafını tutuyordu yine aynısı olmuştu işte. Sinirle telefonu bıraktı elinden, mutfağa gitti yemek yapmaya koyuldu ama soğanları doğradıktan sonra vazgeçti yemek yapmaktan. Her gün yapıyordu da ne oluyordu sanki. Bir akşam kuru ekmek yesi diye düşündü kocası için belki o zaman aklı başına gelirdi. Dışarı çıkıp hava almaya karar verdi. Kısa sürede giyindi attı kendini sokağa. En yakın alışveriş merkezine gitti. Mağazaları gezdi, yeni sezon kıyafetlerini denedi ama bu ayın kredi kartı borcunu ödemediği geldi aklına ve kıyafetleri sadece denemekle yetindi. En son melekleriyle meşhur iç çamaşırı mağazasının önünde durdu. Mağazanın girişinde gerçekten meleğe benzeyen insana bu kadınsa ben neyim düşüncesini sorgulatan sarı saçlı mavi gözlü seksi iç çamaşırları içinde oldukça göz alıcı görünen bir kadın göz kırpıyordu. Gözü resimdeki kadının karnına takıldı, tahta gibi dümdüzdü. Bir de kendi karnına dokundu, sıktı, salladı göbeğini. Mayalı poğaça kıvamındaydı göbeği özellikle son zamanlarda aldığı kilolarla birlikte gün geçtikçe büyüyordu sanki göbeği. Kadının memelerine takıldı gözü sonra neyse ki büyük değildi memeleri, alttan sıkıştırılarak büyükmüş efekti verilmişti. Kendi memelerine elledi, fena değildi, en azından hiç yok denilemezdi. O mağazanın girişinde durmuş mankeni incelerken mağazanın satış görevlisi kız mağazadan çıkıp uzun siyah saçlarını sallayarak yanına yaklaştı.
“Buyrun bugüne özel indirimimiz mevcut, içeri bakmak ister misiniz?
Şermin kem küm edene kadar kadın elinden tutarak onu mağazaya sokmuştu bile. Şimdi renk renk, çeşit çeşit sütyenin kilodun arasındaydı. Satıcı kız elinde pembe siyah karışımı dantelli bir sütyen ve şeker pembesi dantelli tangayla yanına geldi.
“Bakın bu ürünler bugüne özel yüzde yetmiş indirimli, denemek ister misiniz. Eminim pembe size çok yakışacaktır.”
Şermin bir anda kendini o iç çamaşırlarının içinde kendini devasa kanatlar, yüksek topuklularla seksi mankenlerle aynı podyumda yürürken hayal etti. Evet Şermin sıra sende diyordu bir ses ve dumanlar eşliğinde podyuma adım atıyordu. Her adımda insanları büyülüyor, sırtındaki devasa kanatlarla kendini gökyüzünden yanlışlıkla dünyaya inmiş bir melek gibi hissediyordu. Çalan yüksek sesli müzikle çoşmuş seyirci Şermin’in podyumun sonuna gelmesiyle daha da çoşuyor ve çılgınca alkışlamaya başlıyordu. Kameralara öpücük veren Şermin seyircilere el sallayarak geri dönüş yapıyor ve çoşkulu kalabalığın çığlıkları eşliğinde yürüyüşünü tamamlayarak sahne arkasına gidiyordu. O düşüncelere dalmış kendini kendini coşturmuşken satıcı kızın sesiyle kendine geldi.
“Hanımefendi ne düşünüyorsunuz alacak mısınız?”
“Evet paketleyin lütfen.”
“Geceliklerimizde de indirim var bakalım mı?”
“Hadi bakalım”
Şermin satıcı kızın arkasından podyumda yürüyormuşçasına emin adımlarla yürüyerek ilerledi, beraber son derece seksi saten iç çamaşırlarıyla uyumlu gecelik seçtiler. Babydollar, tangalarda da indirim varmış, onları da attı sepete. Aldıklarının coşkusuyla kendini melek gibi hissediyordu Şermin, yürüyüşü bile değişmişti sanki. Emin adımlarla kasaya doğru gitti ve tezgahtar kıza kartını uzattı. Cırt ama o da ne kart çalışmıyordu.
“Yetersiz bakiye verdi efendim.”
“Nasıl olur tekrar deneyebilir misiniz?”
“Tekrar denedim ama hala aynı sorun var, başka kartınız var mı ya da nakit ödemek ister misiniz?”
“Kaç para tutmuştu”
“Beş yüz tl efendim”
“Hımm o kadar nakitim yanımda yok ama hay allah siz bekletin bunları ben para çekip geleyim. “
“Tamam efendim bekliyoruz”
Şermin emin adımlarla mağazadan çıktı ve birkaç adım sonra kendini bırakarak kocasına söylenerek hızlı adımlarla mağazadan uzaklaştı.
“Ah Rıfkı ah rezil ettin beni rezil. Senin yüzünden bir günlüğüne melek bile olamıyorum. Bir kerecik giyebilseydim o saten dantel gecelikleri ama nerde bize ancak dizi çıkmış gri eşofman. Of of nedir benim bu kaderim. Rıfkı sende ne koca olur ne başka şey. Soğan cücüğü bile olmaz senden.” Alışveriş merkezinden çıkmış eve doğru ilerlerken yol boyu saydırdı durdu kocasına. Melek hayallerinin suya düşmesine mi yansın, tatile gidememesine mi yansın, söylendi durdu. Eve gidince dizi çıkmış gri eşofmanlarını giyerek öğlen doğradığı soğanları kavurarak yemek yapmaya girişti. Meleklikte bir yere kadardı, karın doyurmuyordu sonuçta.