5 Ocak 2016 Salı

Eski Hatıralar

                Engin çalar saatin sesiyle uyandığında saat sabahın altısını gösteriyordu.  Offf çok uykum var biraz daha uyusam diye mırıldandı. Yatakta önce biraz esneme hareketleri yaptı yataktan kalkmaya hazırlanıyordu ki artık gidecek bir işi olmadığını hatırladı. İşten atılalı bir ay olmasına rağmen hala alışamamıştı. Uzun yıllar süren kurumsal hayattan sonra sudan çıkmış balığa dönmüştü.  Daha önceleri rutin bir hayatı vardı. Her gün aynı şeyleri yapar, öğlen yemeğinde bile aynı şeyleri yerdi. Şimdi ise napacağını bilemiyordu. İşsiz güçsüz dolanıyordu. Parası da tükenmek üzereydi. Keşke kenara biraz para atsaydım diye kızıyordu kendine sürekli.
 
                Madem gidecek bir işim yok biraz daha uyuyabilirim diyerek yatağa tekrar yattı. Yastığa gömüldü, uyumaya kaldığı yerden devam etmek istiyordu. Beş dakika geçmemişti, gözlerini açtı gidecek bir işinin olmamasının ağırlığı çöktü üzerine.  Eski anılar zihnine üşüşüyor, rahat bırakmıyordu onu.

                İki sene önceki doğum gününe gitti. Ofiste büyük bir parti düzenlenmişti onun için. Ne de olsa şirketin koskoca genel müdür yardımcısıydı. Gücünün doruğundaydı o zamanlar. Yüklü bir nafakayla da olsa nihayet karısından yeni boşanmış bekar bir erkekti. Canan, uğruna karısını terk ettiği sarışın fıstık, sürekli evlilik için baskı yapmasa hayat onun için şahane gidiyordu. Ama onun evlenmeye niyeti yoktu. Daha yeni boşanmış bir erkek olarak bunun tadını çıkarmak istiyordu. Şimdiden yeni işe başlayan kızılı kafasına takmıştı. Çabaları sonuç vermiş geceyi onunla geçirmeye ikna etmişti. Gece olacakları düşününce şimdiden heyecanlanmıştı. Canan’a iş yemeğim var demişti. Şimdilik inanmış gibi görünüyordu.

“Engin Bey hazırız. Pasta kesmek için sizi bekliyoruz.” Hayalini kurduğu kızılın sesiyle kendine geldi.
“Hemen geliyorum” dedi.

Pasta kesildi elemanlarıyla şakalaştı. Hayat ne kadar güzel diye düşünüyordu o zamanlar. Şimdi o günlere baktığında aslında o gün herkesin kendisinden ne kadar nefret ettiğini fark edememiş olduğuna şaşırıyordu. İnsan gücü elinde tutarken hep böyle kalacağını, sonsuza kadar güce hükmedebileceğini zannediyordu. Oysaki gücün esiri olmuştu farkında bile değildi.  Ah ah eski günler diyerek yatakta sağdan sola dönerek yastığa tekrar gömüldü biraz daha uyumak istiyordu. Ama geçmiş yakasını bırakmadı. Bu sefer geçen yılki krize gitti aklı. Toplu işten çıkarmalar olmuştu.

-      Engin Bey, acıyın bana. Daha yeni ev aldım, karım hamile üç ay sonra bebeğim olacak. Kovmayın beni. Yalvarırım paraya çok ihtiyacım var. Bu saatten sonra nasıl iş bulurum. Borçlarımı nasıl öderim.
-          Bana mı sordun Samet ev alırken, çocuk yaparken. Yapmasaydın Samet çocuk bak bana benim çocuğum var mı. Paran yoksa almasaydın ev. Bana mı güvendin, ben mi ödeyeyim senin borçlarını.
-          Ama Engin Bey. Acıyın bana.
-        Samet. Yapacak bir şey yok. Eşyalarını topla. Artık burada çalışmıyorsun. Sen mi gidersin, güvenliği mi çağırayım.

Koca adam karşısında bebek gibi ağlamıştı. Tüm çalışanlar o kadar utanmıştı ki Samet giderken kimse suratına bile bakamamıştı. Herkes kafasını eğmiş, kata ölüm sessizliği hakim olmuştu. Engin ise hiçbir şey olmamış gibi çalışmaya devam etmişti. Kriz dönemlerinde bazı insanlar işten çıkarılır bu gayet normaldir diyordu herkese. O zamanlar acımadan insanları kovarken birgün sıranın kendisine gelebileceğini hiç düşünmemişti. Hala işten atılmanın acısını çıkaramamıştı. Nasıl olur da şirket ondan vazgeçebilir anlamıyordu.

Tam bir ay olmuştu işten atılalı. O günü dün gibi hatırlıyordu. Çok onur kırıcıydı kendisine haber bile vermemişlerdi. Her zamanki gibi işe gitmişti. Şirketin kapısından havalı bir şekilde girerken güvenlik onu içeri almamıştı, artık burada çalışmadığını içeri giremeyeceğini söylemişlerdi. Hayatında yaşadığı en büyük şok olmuştu bu olay. İnanamamış, bağırıp çağırmaya, tehditler savurmaya başlamıştı. En son güvenlik tarafından yaka paça dışarı atılmıştı. Şirket kapısından çıkarken tüm şirketin camlara yapışmış bir şekilde onu izlediklerini fark etmemişti.

Eski anılar gidin başımdan diye bağırdı. Yastığa tekrar gömülürken sadece birazcık uyumak istiyorum diye söyleniyordu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder