20 Ağustos 2013 Salı

Zorlu Ofis Hayatında Hayatta Kalmanın Yolları



1-) Gerçekler: Kaskınızı takın, kemerleriniz bağlayın, tüm alet erdavatlarınızı hazırlayın. Zorlu bir yolculuk bu malum J hazırlıklı ve tedbirli olmakta fayda var.

2-) Hayaller: İşteki ilk gününüz, niyayet uzun uğraşlar sonucu iş bulabildiniz. Çok heyecanlsıınız, evet iş hayallerinizin iş değil zaten kim küçükken ben büyüyünce havasız, güneş görmeyen, bir yığın insanın bir arada yaşadığı plazada çalışmayı isterki. Bingo cevap hiç kimse.  Genellikle çocukluk hayllerinde ilk sıradaki meslekler pilot, doktor, astronot vs. dir. Hem astranot olup da napacam onlar geçmişte kaldı şimdi esas olan para kazanıp aç karnımızı doyurmak, hayallerde neymiş diyorsanız doğru yerdesiniz. Çünkü plazalarda hayal kurmamak birinci şarttır. Eğer girmeden önce hayalleriniz varsa merak etmeyin yoğun çalışma temposunda onların hepsi gerçekten hayal olcak kalacaktır.

3-) Uzun Çalışma Saatleri : Aaaa. Yoksa kimse size çalışma şartlarından bahsetmedi mi? Sabahtan akşama kadar full time çalışacağınızı bilmiyor musunuz? Burada zaman kavramı başka çalışır. Sabahın köründe geceyarısına kadar çalışırsınız. Sabah kalktığınız da karanlıktır akşam işten çıktığınızda karanlık bir süre sonra zaman kavramının hepten kayar ne zaman sabah ne zaman akşam şaşırırsınız. Öyle ki; çoğu sabah işe geldiğinizde sanki hiç eve gitmemiş gibi hissedersiniz kendinizi. Eee başta dedik size zorlu bir yolculuk bu ona ekipmanlarını hazır olsun diye. 

4-) Özel Hayat: Yoğun çalışmaktan bahsetmiştik bir önceki kuralda.  O kurala eklemek istediğim bazı eklemeler var. Eğer işe evli olarak girdiyseniz sorun yok, yeni birini tanıma, flört etme, sevgiliyi mutlu etme, ona zaman ayırma, evlilik aşaması gibir bir dolu zorlu aşamayı gençken hallemişsiniz demektir. Bu da bunlar için ekstra bir çaba harcamanız gerekmediği anlamına geliyor. Çünkü işe girdikten sonra çok yoğun çalışacağınız için ne yeni ortamlara girmeye zamanınız ne de haliniz kalacak. Hemen üzülmeyin canım iş arkadşaları var evet seçenkeler kısıtlı kabul ama bu da hiç seçeneğin olmadığı anlamına gelmiyor J

 Eğer evliyseniz eşinizin yüzünü iş arkadaşlarınızınkinden daha az göreceksiniz demektir. Ama üzülmeyin o kdar da kötü bir durum değil böylece dır dır çekmekten ve sürekli şikayet dinlemekten de kurtuluş olursunuz J

5-) Mücadele Hazırlığı: Geldik 5. Kurala. İlk dört kuralı okudunuz, ben gencim, mücadeleyicim beni bu şartlar mı yıldıracak, bunlar da ne ki diyorsanız işe başlamaya karar verdiniz demek.  O zaman mücadeleye devam.

6-) Ofis Dedikoduları: İşte geldik en önemli maddeye. Bir ofisin olmazsa olmazı ofis dedikoduları. Hiç dedikodusuz ofis mi görülmüş. Hadi canım kandırmayın ne beni ne kendinizi. Şu ofise yeni gelen kızın kalçaları çok mu büyük ne, muhasebedeki kız da insan kaynaklarındaki çocukla çıkıyormuş bu kadar hızlı yükselmesinden de belliydi zaten, aaa duymadınız bunları. İşe yeni başladığınız için uzun bir süre; işe yeni biri  alınıp gözler onun üzerine kayana kadar sizde olacak. Buna şimdiden hazırlıklı olun. Çay kahve molasında sizin dedikodunuz yapılacak, ne giydiniz günlük olarak analiz edilecek, davranışlarınız, eğitiminiz onlar için sürekli bi dedikodu malzemesi haline gelecek. Merak etmeyin biraz alıştıktan sonra o dedikodu çarkına siz de gireceksiniz.


İşe başlamadan önce bizi bekleyen gerçekleri gördük. İşe başladıktan karşılacağımız olaylar, karşılacağımız enterans insanlar ise arkası yarın J


16 Ağustos 2013 Cuma

Haruki Murakami 1Q84

Haftanın son iş günü herkese merhaba,

Aranızda Haruki Murakami’ yle henüz tanışmamış olanlar varsa hafta sonu bir değişiklik yapıp kendinize bir Haruki Murakami kitabı hediye edebilirsiniz. Kitabınızı alın kemerlerinizi bağlayın ve Haruki Murakami’nin büyülü dünyasına adım atın. Emin olun bu deneyim daha önce okuduğunuz kitaplarda edindiklerinize benzemeyecek. Kimi zaman şaşıracak, çoğu zaman bu kadar da olmaz diyeceksiniz, büyük bir merakla kitabı bir solukta okuyacağıza emin olun. Kitap bittikten sonra yazarın hayal gücüne hayran kalacak, kitaptan çok keyif aldığınız fark edecek ve yazarın yeni bir kitabını alacaksınız.

Ben yazarın ilk İmkansızın Şarkısı kitabını okudum. Yazarı daha önce okumamış ve fantastik dünyasına alışık olmayanlar için yazarı tanımak ve alışmak için iyi bir başlangıç olabilir. İmkansızın Şarkısını Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında, 1Q84 ve Sahilde Kafka izledi.  En son da Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu’nu aldım ama henüz okumaya başlamadım.

Bugün size bahsetmek istediğim kitap ise bence yazarın başyapıtı olan 1Q84. Kitap tam 1256 sayfa. Kitabı okurken çevreniz tarafından bu kitap da okunur mu çok uzun ya da ansiklopedi mi okuyorsun şeklinde söylemler alabilirsiniz aldırmayın, kulaklarınızı tıkayın ve bambaşka bir dünyanın kapılarını aralayın J

Kitabı yazarken yazar George Orwell’in 1984 kitabından esinlenmiş zaten kitabı okurken de bu esintiyi farkedebilirsiniz. Ben 1984 romanını okumamıştım o yüzden bu kitabı okurken çok merak ettim ve bu kitap biter bitmez okuduğum ilk kitap  George Orwell 1984 kitabı oldu. Kitapla ilgili ayrıntılar için Buraya tık. Zaten kitabı adı da 1984’e atıfta bulunuyor.

Kitapta aşk var hem de en imkansızından, macera var hem de en tehlikelisinden, paralel evrenler, kötü adamlar, kötü adamların peşinde iyi insanlar var. İnsan hayatı boyunca bir insanı sevip, onu bekleyebilir mi, ya da sadece sevmek dünyayı değiştirebilir mi, gördüklerimizin, inandıklarımızın ne kadarı gerçek bu gibi soruları merak ediyorsanız bu kitap tam size göre.


14 Ağustos 2013 Çarşamba

Okuma Şenliği Son Durumum


Merhaba,

Size  Pinuccia’ nın Kitapları tarafından düzenlenen okuma şenliğinden bahsetmiştim. 9 Ağustos tarihinde bu okuma şenliğinin ilk aynının bitmesi dolaysıyla durum değerlendirmesi yapılmış. 9 Ağustos’ta tatilde olmam sebebiyle duyuruyu yeni görüyorum ve son durumu sizlerle paylaşıyorum. İşte 9 Temmuz-9 Ağustos arasında okuduğum puanlar ve kategorilere göre aldığım puanlar.

Dan Brown cehennem 576 sayfa  15 puan: Kendisi dışında herkesin o kitabı okuduğunu düşünüp sonunda o kitabı kendisi de okuyanlara.
Umberto Eco gülün adı 608 sayfa  25 puan: 400 sayfadan uzun bir kitap okuyanlara.
Virginia Wolf mrs. Dolaway 208 sayfa  20 puan: Hiç görmediği bir ülkede olayların geçtiği bir kitap okuyanlara.
Yaşar Kemal çıplak ada çıplak deniz 272 sayfa 10 puan: Bir serinin ilk kitabı dışındaki bir kitabını okuyanlara.

Toplam da 70 puan ve 1664 sayfa. Açıklanan listeye baktığım durumum sandığım kadar iyi değilmiş L Çok iyi kitap okuyanlar varmış. Biraz hızlanmam lazım sanırım
Ayrıntılar için Buraya Tık
Şu an da okumakta olduğum 2 kitap var sanırım onlardan da 40 puan alabileceğim.

20 puan: Türü kurgu olmayan bir kitap okuyanlara. Thomas Gordon Etkili Anne Baba Eğitimi (416 sayfa)           

20 puan: Esas mesleği yazarlık olmayan bir kişinin yazdığı bir kitabı okuyanlara David Passig- 2050 (387 sayfa)


Günün Şarkısı

                         Jehan Barbur dinler misiniz? Eğer bugüne kadar dinlemediyseniz kendinize bir iyilik yapın ve Jehan Barbur albümü alın kesinlikle pişman olmayacaksınız.

Bugün en çok dinlediğim şarkı Jehan Barbur'dan Uyan oldu sizinle de paylaşmak istedim. Şarkıyı dinlemek isteyenler Bu Linke Tıklayabilir. Bu şarkı Jehan Barbur'un Uyan albümünde yer alıyor. Aslında bu albüm 2009 yılında çıkmış ama ben daha yeni keşfettim. Bazı şarkıların insan hayatında önemli zamanlarda daha anlamlı hale geldiklerine inanıyorum. Uyan şarkısı da benim için öyle oldu. Son zamanlarda dinlediğim en anlamlı sözlere sahip. 


Uyan uyan güzel uykundan çok uyursan herşey geçer

uyan güzel uykundan ne kadar tatlı da olsa hayat uykuyla geçmez
yaşanacak o kadar çok şey anlayacak anlatacak ne kadar hikaye var aklımda

13 Ağustos 2013 Salı

Akvaryumdaki Balıklar

     
http://www.sxc.hu/photo/447227

                     Hepimiz küçücük akvaryumlara sıkışmış balıklar gibiyiz. Yok birbirimizden farkımız. Azıcık yem verilince en çok yemi kapabilmek için birbirimizi eziyoruz. En güçlü, en güzel, en çekici, en farklı, en, en, en saymakla bitmez sayıda niteliğimiz mevcut. Herkes bize aşık, en vazgeçilemez biziz, herkes bizi kıskanıyor, sürekli göze,  nazara geliyoruz, ee tabi o kadar güzeliz ki kimse bizi çekemiyor. Herkesin gözü üzerimizde.

      Bu ve buna benzer yalanlarla kendimizi kandırmaya, oyalamaya devam ediyoruz. Ya da kandırdığımız zannederek hayatımız devam ettirmeye çalışıyoruz. Sürekli diğerlerinden farklı olduğumuzu düşünüyoruz. ama ben farklıyım, ama ben şöyleyim, ben böyleyim, benim başıma gelenler daha önce kimsenin başına gelmemiştir. Oysa bir baksak dünya da birbirinden habersiz milyonlarca farklı insan yaşıyor. Milyonlarca farklı hayat, farklı ruh. Kimiyle ruhlarımız kesişiyor, kimiyle teğet geçiyor, kimisinin farkında bile değiliz her gün önünden geçip gittiğimiz halde görmüyoruz bile onu. 

            Kısacık bir an bile etrafımıza şöyle bir baksak ve görmeye başlasak, kendimizin ve diğer insanların farkına varsak. Birazcık da onların gözünden hayatı görmeye başlasak nasıl olur? O da bizim gibidir belki, ne kadar farklı olduğumuzu düşünsek de belki birebir aynıyızdır. Aynı olaylara benzer tepkiler veriyoruzdur belki, aynı müzikte eğlenip, aynı olaylara gülüp, aynı filmde birlikte ağlıyoruzdur giden sevgilinin ardından  farkında olmadan. 

           Farkında olmak ve farkında olarak yaşamak en çok ihtiyacımız olan bu. Eğer kendimizin farkında olursak gerçekten hayat bizim için farklı olabilir.  

2 Ağustos 2013 Cuma

Eğlenceli Bir Oyun Oynayalım mı?

              Kitap okumayı sevenler ve kitaptan vazgeçemeyenlere merhaba. 9 Temmuz itibariyle başlamış harika bir etkinlikten bugün itibariyle haberim oldu. Etkinlik 9 Temmuz' da başlamış ve 9 Ekim tarihinde son bulacak.
           
            Etkinliğin amacı belirtilen tarihler arasında belli kategorilerde en çok kitabı okumak ve en çok puanı toplamak. Ayrıntılar Buraya Tık


       Kategoriler:

5 puan: Yukarıdaki kuralların hepsini boşverip canının istediği herhangi bir kitabı okuyanlara.

5 puan: Genel kural en az 200 sayfalık kitap okumak olsa da 150 sayfadan kısa bir kitap okuyanlara.

10 puan: Okuduğu kitabın adında bir renk olanlara.

10 puan: Bir serinin ilk kitabı dışındaki bir kitabını okuyanlara.

15 puan: Kendisi dışında herkesin o kitabı okuduğunu düşünüp sonunda o kitabı kendisi de okuyanlara.

15 puan: Yasaklanmış bir kitap okuyanlara.

20 puan: Esas mesleği yazarlık olmayan bir kişinin yazdığı bir kitabı okuyanlara.

20 puan: Türü kurgu olmayan bir kitap okuyanlara.

20 puan: Hiç görmediği bir ülkede olayların geçtiği bir kitap okuyanlara.

25 puan: 400 sayfadan uzun bir kitap okuyanlara.

25 puan: Romanın yazarı veya karakterlerinden birinin adı veya soyadı kendisininkiyle aynı olan bir kitap okuyanlara.

30 puan: Kendi doğum yılında doğan veya ölen bir yazar tarafından yazılmış bir kitap okuyanlara. 


            Şimdi yapmamız gereken Pinuccia'nın Kitapları ' nı ziyaret etmek etkinliğe kaydolmak ve okuma listenizi oluşturarak bol bol kitap okumak. Ben okuma listemi oluşturmaya başladım bile. 

       Kendisi dışında herkesin o kitabı okuduğunu düşünüp sonunda o kitabı kendisi de okuyanlara (Bu kategori 15 puanmış. Ben Dan Brown Cehennem kitabını okuma listeme dahil ediyorum. Dan Brown romanlarını ve karakterlerini genelde çok sevmem ama bu roman hakkında o kadar çok konuşulması ve yazılmasının yanı sıra tatilde her gittiğim yerde bu kitabı okuyan insanları gördükçe romana kayıtsız kalamadım.)


           Hiç görmediği bir ülkede olayların geçtiği bir kitap okuyanlara. (Haruki Murakami Sahilde Kafka. Roman Japonya'da geçiyor ve ben hiç Japonya' yı görmedim.Bu kategori 20 puanmış.)

          400 sayfadan uzun bir kitap okuyanlara. (En çok puan getiren kategorilerden biriymiş tam 25 puan getiriyor. Bu kategorideki kitabım Umberto Eco Gülün adı 608 sayfa.)

        Türü kurgu olmayan bir kitap okuyanlara. (20 puanlık bir kategori. Bu kategorideki kitabım Henri Lefebvre Gündelik Hayatın Eleştirisi 1)


       Esas mesleği yazarlık olmayan bir kişinin yazdığı bir kitabı okuyanlara. (Bu kategorinin de puanı 20. Bu kategorideki puanım Irvin D. Yalom Divan)


               Nasıl okuma listesi yapmak bile çok zevki değil mi? Ben şimdiden 100 puan topladım bile :) 


             Herkese keyifli okumalar. 
             



1 Ağustos 2013 Perşembe

Gülümse

               Hayat akıp gidiyor biz istesek de istemesek de. Bazen hızına yetişemesek de, bazen hızından başımız dönse de bir şekilde akmaya devam ediyor. Önemli olan hayat akarken hayatın senin istediğin şekilde gidip gitmediği. Kendini hayat sahnesinde oyuncu olarak mı görüyorsun yoksa seyirci olarak mı? Hiç sorgulan mı hayatını ben kimim, dünyaya geldik iyi kötü yaşıyoruz peki benim yaşam amacım nedir, başıma gelenlerin sorumlusu olarak kendimi görüyorsun yoksa sürekli olarak hayattan yakınıp başına gelenler için başkalarını mı suçluyorsun. Bırak başkalarını suçlamayı hayat kısa yaşamaya bak. Aç pencerelerini evinin sonuna kadar bırak temiz hava girsin içeri, perdeler uçuşsun rüzgardan. Çık dışarı bırak kendini güneşin kollarına ısıtsın güneş içini bütün buzlarını çözsün, eritsin seni izin ver buna. 




                     Bir çoğumuz günlük hayat koşuşturmacasına hayatımızdaki önemli şeylerin sıralamasını unutuyoruz. Bir bakmışız ki, hayatımızdaki en önemsiz şeyi en önemli şey haline getirmişiz, en önemli olması gereken şey de en önemsiz oluvermiş gözümüzde. Böyle anlam kayması yaşandığı durumlarda durup dinlenmeli insan, bir nefeslik zaman tanımalı kendine. Önem sıralamasını unutmamalı. Hayatımız bittiğinde geride yaşadığımız anlar kalacak geriye. Yaşanmış ve yaşanmamış anlar. Önemli olan hala vakit varken bu anların kıymetini bilebilmek.