Hayat akıp gidiyor biz istesek de istemesek de. Bazen hızına yetişemesek de, bazen hızından başımız dönse de bir şekilde akmaya devam ediyor. Önemli olan hayat akarken hayatın senin istediğin şekilde gidip gitmediği. Kendini hayat sahnesinde oyuncu olarak mı görüyorsun yoksa seyirci olarak mı? Hiç sorgulan mı hayatını ben kimim, dünyaya geldik iyi kötü yaşıyoruz peki benim yaşam amacım nedir, başıma gelenlerin sorumlusu olarak kendimi görüyorsun yoksa sürekli olarak hayattan yakınıp başına gelenler için başkalarını mı suçluyorsun. Bırak başkalarını suçlamayı hayat kısa yaşamaya bak. Aç pencerelerini evinin sonuna kadar bırak temiz hava girsin içeri, perdeler uçuşsun rüzgardan. Çık dışarı bırak kendini güneşin kollarına ısıtsın güneş içini bütün buzlarını çözsün, eritsin seni izin ver buna.
Bir çoğumuz günlük hayat koşuşturmacasına hayatımızdaki önemli şeylerin sıralamasını unutuyoruz. Bir bakmışız ki, hayatımızdaki en önemsiz şeyi en önemli şey haline getirmişiz, en önemli olması gereken şey de en önemsiz oluvermiş gözümüzde. Böyle anlam kayması yaşandığı durumlarda durup dinlenmeli insan, bir nefeslik zaman tanımalı kendine. Önem sıralamasını unutmamalı. Hayatımız bittiğinde geride yaşadığımız anlar kalacak geriye. Yaşanmış ve yaşanmamış anlar. Önemli olan hala vakit varken bu anların kıymetini bilebilmek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder